''Fırtına''

''Fırtınanın tam ortasına gireceksin. Orada güçlü bir rüzgar var. Akıl almaz bir fırtına. Ve o fırtınanın içinden nasıl çıktığını bilemeyeceksin. Hatta fırtınanın nasıl sona erdiğini bile anlamayacaksın. Ama bir şey kesin: Fırtınadan çıktığında, sen artık o fırtınaya giren kişi olmayacaksın. Fırtına geçtikten sonra, fırtına olan sen olacaksın.'' - Haruki Murakami, Sahilde Kafka.

Fırtınanın içinde olmak, çoğu zaman hareketsiz kalmak gibidir. Dışarıdan bakıldığında her şey savruluyor gibi görünür; ama içinde olan bilir, bazı anlar sadece sessizliğin şekil değiştirmiş halidir. Bu tablo tam da böyle bir anı yakalıyor. Dıştan taşkın, içten sabit. Renklerin çatışması, kaosun içinde var olan o bilinçsiz düzeni yansıtıyor. Kırmızılar, morlar ve maviler birbirleriyle çarpışmıyor, birbirinin varlığını duyuruyor, destekliyor. Her biri, o fırtınanın ortasında ki kişinin başka bir yönünü taşıyor sanki. 

Ortadaki mavi ağırlıklı şekil kişinin kendini temsil ediyor. Tablonun merkezi. Tüm hareket, fırtına onun etrafında dönüyor. Fırtınanın ortasında kendini korumaya çalışan, değişimle boğuşan ama hala varolan, hala ayakta. Kimi zaman korkuyla, kimi zaman dirençle dimdik duran o içsel merkez. Renkler bu merkeze çarparak şekil alıyor, sanki kimliğin sınırlarını yeniden çiziyorlar. 

Tablonun tamamı bir bitiş değil, bir süreç. Burası bir sonun sahnesi değil, burası dönüşümün kendisi. İzleyici olarak tabloya baktığınızda nerede durduğunuzu sorguluyorsunuz, fırtınanın dışında mısınız, içinde mi? Daha da önemlisi fırtına bittiğinde aynı kişi olabilicek misiniz? 

Bu resim bunların cevabını vermiyor ama doğru soruları sorduruyor. Tıpkı Murakami'nin dediği gibi: Fırtına geçecek. Ama senden geriye kim kalacak? 

Ayrıca bu eserin sanatçı için en önemli kısmı 2022 senesin de cennet'e yolcu ettiği dedesine gösterebildiği son eser. 

160X170 Acyrlic on Canvas. Temmuz 2017, Istanbul.

Bloga dön